İlerlemeyi doğrusal bir süreç olarak nitelediğimizde sonuçlara hızlıca ulaşabileceğimizi varsayarız. Oysa gerçekte emeklerimizin sonuçlarını görmek zaman alır. Bu durum emek veren kişide memnuniyetsizlik, hatta hayal kırıklığı yaratır. Oysa hiçbir emek boşa değildir.
Hedef belirler, ona ulaşmaya çalışırız. Oysa o sonuçlara insanı sistem ve süreçler taşır. Eğer bir müzisyen iseniz yeni bir beste yapıp sunma hedefiniz olabilir. Ancak sistem ne kadar pratik yaptığınız, yaratıcı potansiyelinizi hangi süreçlerde ortaya çıkarabildiğiniz, zorlukları hangi yöntemlerle aştığınız ve kimlerden nasıl geri bildirimler alarak çalıştığınızdır.
Güçlü soru; “Hedefi bir kenara koyarak, sistem ve sürece odaklanırsanız ne olur?
Alışkanlıklarımız onlardan sıkılmadığımız veya “Gerekli mi?” diye sorgulamadığımız sürece bizimledir. Bir konuda en iyi, “usta” olabilmenin yolu onu tutku ile tekrarlayabilmektir.
Alışkanlık çok tekrarlanarak otomatikleşmiş davranıştır.
Her akışkanlığın gelişiminde 4 adım vardır.
- Davranışı geliştirmek için uyarı – ipucu
- Ulaşma isteği/tutku, motive eden şey
- Beceriler doğrultusunda o isteğe verilen cevap yani eylem
- Sonunda ortaya çıkan ödül.
İlk 3 adım yoksa bir davranış oluşmaz ve 4. Adım yoksa tekrarlanmaz.
Yeni alışkanlıklar edinmenin en önemli ipuçları:
- Görünür hale getirmek
- Cazip, çekici hale getirmek
- Kolay yapılabilir hale getirmek
- Tatmin oluşturmasını sağlamak.
Voltaire’in dediği gibi “En iyi, iyinin düşmanıdır.”
Hareket halinde olmak, plan yapmak strateji üretmek elbette önemlidir. Ancak sonuç getirmez. Sonuç için eylem gerekir. Alışkanlıklarınızın dinamiklerini, altta yatan temel süreçlerini ve basit bir yaklaşımla “haritayı çizince nasıl yol alınabileceğini” anlatan James Clear’in Atomik Alışkanlıklar bir baş ucu kitabı.
Dr. Zerrin Başer, MCC