Yazan: Emek Yurdanur (Profesyonel Erickson Koçu – 2012)
Son yıllarda koçluğun hızla artan popülaritesinin altında yatan nedenlere baktığımızda, ekonominin temel “arz – talep” prensibinin burada da başrol oynadığını görüyoruz. Koçlara olan talep yeni koçları beraberinde getirdi, koçluk eğitim programları açıldı, bir meslek olarak “koçluk” birçok kişinin kariyer hedefi haline geldi, kariyer, iş, ilişki veya herhangi bir yaşam alanında karşılaşılan sıkıntı, kişileri uzman koç arayışına yönlendirdi. Tabi ki başka pek çok etken de koçlara olan talebi hızlandırdı; yeni jenerasyonun profili, hızlı iletişim nedeniyle bu kavramların global düzeyde serbestçe dolaşması, paylaşılması, zamanını verimli ve anlamlı yaşamak için mücadele eden kentli insanın destek arayışı gibi bir çok nedeni detaylı bir şekilde irdeleyeceğiz.
YENİ GENERASYON İÇİN KOÇLUK
Doğum tarihleri 1980 – 1994 arasında olan Y kuşağı ülke nüfusunun %25ini oluşturuyor. Kendilerini farklılıklarıyla her alanda hissettiren bu kuşak özellikleri itibariyle bulundukları işe katma değer sağladıkları kadar, çok ciddi çatışmalara da neden olabiliyorlar. Çünkü; yetenekli, dışa dönük, girişimci Y kuşağı, aynı zamanda sabırsız, zor tatmin olan, yenilik seven, aidiyet duygusu düşük ve sorgulayan bir profile sahip. Tüm bu özellikleri iyi tanımak ve iyi yönetmek ile elimizdeki bu müthiş kaynağı performansa dönüştürmek mümkün olabiliyor. İşte tam burada koçluk devreye giriyor. Çünkü bu jenerasyon, karşısında “yönetici” değil “koç” arıyor. Kendisine talimatlar verilen, hiyerarşik düzenin hakim olduğu, yapılacak işlerin keskin çizgilerle belirlendiği rutin bir ortam, Yetenekli Y kuşağını elden kaçırmak için yeteri kadar mutsuz bir ortam haline geliyor. Önceki nesilden farklı bir sadakat anlayışına sahip Y kuşağı çalışanlarını mutlu edecek, dolayısıyla sadık kılacak iş ortamı; en az hiyerarşik, en az “patronluk”, en çok “koçluğun” hakim olduğu dinamik iş ortamlarıdır. Bu durumu farkeden gelişime açık, vizyon sahibi şirket yönetimleri, yöneticilerinin koçluk alanında kendilerini geliştirmeleri için bir dizi eğitimler alıyorlar. Ancak zaman alacak bu geçiş sürecinde, sabırsız Y kuşağını kaybetmemek için dışarıdan, uzman koçlardan koçluk desteği alan şirketler de yeni jenerasyonu elinde tutabilmek anlamında daha fazla şansa sahip oluyorlar. Görülen o ki; Y jenerasyonu veya bu jenerasyonun etkileri, Koçların gündeminde bir süre daha önemli gündem oluşturmaya devam edecek.
“YAŞ – ALAN” GENERASYON İÇİN KOÇLUK
Yeni jenerasyon talepkar bir şekilde “büyüdüm, hadi nolacağım ben” diye sabırsızlanırken, eski jenerasyon da, bu sorgulayan ve sabırsız çalışanı/çocuğu/ekibi yönetmek için çare arayışı ile tüm çözüm yollarını deniyor. “Bizim zamanımızda…” sözü ne kadar sık kullanılırsa, Y kuşağına o kadar itici geliyor. Çünkü bu sabırsız profil “o sizin zamanınızdı, şimdi başka bir zaman yaşıyoruz” bile demeden, bir açıklama yapmaya bile gerek duymadan “burası bana uymuyor” deyip yeni bir yer arıyor, bırakıp gidiyor. Yıllarca tüm zorluklara sabretmiş, dişiyle tırnağıyla bugünlere gelmiş ve “Yaş almış” eski jenerasyon ise giden çocuğun ardından bakakalıyor “ben neyi yanlış yaptım” diye sorgulamaya başlıyor. İşte tam burada, güçlü koçluk sorularıyla yüzleşebilirse kişi, yeniçağa uyum sağlamak için çok önemli bir şans yakalıyor. Y jenerasyonunu yönetmek durumundaki yöneticilerin koçluk desteği aldıklarına sıklıkla rastlıyoruz. Diğer taraftan da, aynı jenerasyonun ebeveynlerinin de “çocuğumla iletişim kuramıyorum” şikayetiyle koçlara başvurduklarını görüyoruz. Aynı şekilde, bu gerçeğin farkına varan ve gelişime önem veren, farkındalığı yüksek şirket yönetimlerinin, ekiplerindeki “eski” ve “yeni” jenerasyonun entegrasyonu sürecinde, koçluk desteği aldıklarına şahit oluyoruz.“Yeni” ve “eski” entegrasyonu kaçınılmaz olduğu için her iki tarafın güçlü yönlerinin harmanlanarak çok daha güçlü bir birlikteliğin oluşturulmasında “koçluk” en önemli destek araçlarından biri olarak görülmeye devam ediyor.
MODERN YAŞAM TARZI VE KOÇLUK
Modern yaşamın getirdiği çok seçenekli yollar, hızlı ve bireysel yaşam biçimi, hiçbir zaman “istediğimiz” kadar, “yeteri” kadar zamana veya paraya sahip olamamamız (!) ve hızla koşulan bu yarışta, özellikle yol dönümlerinde durup “gerçekte ben ne istiyorum” sorusu… İşte bu noktada, koçluğun aksiyon ve çözüm odaklı yaklaşımı özellikle yol dönümlerindeki insanların imdadına yetişiyor. Büyük veya küçük kararlar, değişimler… İçerik ne olursa olsun, koçluk alan kişinin yaşamında önemli bir farkındalık yaratıyor. Tempolu ve çok kısıtlı zamanı olan modern yaşam insanı, spesifik bir konuyu belirli bir zaman içersinde profesyonel yaklaşımla çözüme kavuşturmayı bekliyor. Arkadaş, dost dert dinleyip rahatlatırken, müdahale etmekten de kaçınmıyor, çözümden çok dertleşmek, tavsiyede bulunmak, deneyim paylaşmak bu ilişkinin tarzını belirliyor. Ancak profesyonel koçluk alan kişi, Koçluk ilişkisinde “objektif, müdahil olmayan, güçlü sorular ile çözümü kendisinin bulduğu” çok daha verimli bir ilişki yaşıyor ve yaşamının birçok alanında başvurduğu önemli bir destek haline geliyor. Kariyeri ile ilgili bir konuda en iyi kararı verecek kişi pek tabi ki kişinin kendisidir. Koç, bu kararı kişinin vermesi ve aksiyon alma sürecinde “yoldaşlık” ediyor. Yönetici olarak koçluk alan bir kişi yöneticiliği hangi alanında destek arıyorsa o alana yoğunlaşıp, konuyu netleştirip, en iyi çözümü kişinin kendi içersinden bulup çıkarması yolunda profesyonel koçluk teknikleri ile kişiyi kendisi ile buluşturuyor. Kendimizle buluştuğumuz anlar arttıkça kendi istediğimiz yaşamlarımızı yaşamaya başladığımız için de mutlu anlarımızın süresi artıyor.
ŞİRKETLERİN YENİ YÖNETİM ARACI OLARAK KOÇLUK
Yukarıda bahsettiğimiz eski ve yeni jenerasyonun birlikte çalışmasının ve farklılıklarının beraberinde getirdiği sorunlar, gençleşen üst yönetimin kısa zamanda yönetsel yetkinliklerini geliştirme ihtiyacı, takımları etkin yönetme sorumluluğu, “talent management – yetenek yönetimi” araçlarının tüm dünyada yoğun bir biçimde kullanılması, yeteneği elde tutma ihtiyacı gibi bir çok neden şirketleri yeni yönetim araçlarını kullanmak durumunda bıraktı. Şirketlerin kaderini değiştiren CEO’lar, rekabette fark yaratan liderler bu başarının “fark yaratan insan kaynağını başarıyla yönetmek ile” gerçekleştiğini defalarca ifade ettiler. En önemli “yeni yönetim araçlarından” kabul edilen Koçluk, değişen dünyanın bu gerçeği ile yüzleşen ve kabul eden şirket yönetimleri tarafından başarıyla uygulanmakta ve olumlu sonuçlar alındıkça şirketlerin kendi bünyelerinde tam zamanlı “koçlar” istihdam edilmektedir. Bunun yanında, benim tüm yöneticilerim aynı zamanda “koçtur” diyen bazı şirketler de yöneticilerini koçluk eğitimlerine göndermekte ve bu alanda kendilerini geliştirmelerine destek olmaktadırlar. Ya da, ihtiyaç bazlı dışarıdan uzman koçlara başvuran şirketleri de görmekteyiz. Kısaca, Koçluğu önemli bir yönetim aracı olarak kabul eden, faydalanan, başarıyla uygulayan şirketlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. İş ortamında aldığı koçluktan fayda gören çalışan, bu farkındalık ile yaşamının diğer alanlarında da bu desteği almaya başlamaktadır. Böylece, başarılı koçluk uygulamalarının farklı alanlarda da koçluk taleplerini oluşturacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.
GLOBALLEŞEN KAVRAMLAR
Globalleşen dünyada, pek çok alanda pek çok kavram hızla paylaşılmaya devam ediyor. Amerika’da yeni ortaya atılan bir kavramın, uygulamanın, teorinin ülkemizde konuşulmaya başlaması sadece internet hızı kadar zaman alıyor. Avrupa’da yeni açılan bir eğitim kurumunun Türkiye’ye gelip ofis açmaları başlangıçtaki stratejik pazarlama planlarının içinde halihazırda yer alıyor. Uluslararası “koçlar” gerek seyahat ederek gerekse skype üzerinden mesleklerini sınır tanımadan yapıyorlar. Kanada merkezli Koçluk eğitimi veren sertifikasyon merkezi Türkiye’de birçok koç yetiştirmeye devam ediyor. ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) üyesi birçok milletten çok sayıda koç bulunuyor. Yayında olan koçluk kitapları, makaleleri dünyanın her yerine hızla ulaşabiliyor. Bu da kişilerin bu konuyla ilgili bilinçlenmelerinde büyük rol oynuyor. Beraberinde de koçluk desteği almak isteyen “talep” oluşurken, bu pazarı gören ve kendisini yetiştiren “arz” da bu talebi karşılamak için koşuyor.
Görülen o ki; koçluk desteğine olan ihtiyaç ve bu ihtiyaca cevap vermek üzere sunulan koçluk hizmeti, yukarıda bahsettiğimiz nedenlerden dolayı, daha uzun süreler yaşamımızın birçok alanında gündem olmaya devam edecek. Bu işin hakkını vererek ve kaliteli yapıldığı sürece de, gelişerek yaşaması mümkün olacaktır.