“ Teselli ödüllü” Günümüz Kuşağına Etkin Liderlik
Yazan: Susanne Mueller, MA
Forbes dergisine göre (Ekim 2014) 2020 yılı itibariyle işgücünün yüzde 50’si yeni bin yıl öncesi doğan gençlerden oluşacak. Etkin bir liderlik yapabilmemiz için bu duruma nasıl yaklaşmalıyız? Bu gençler koçluk almaya hazırlar ve bizde onların güçlü ve zayıf yönlerini keşfedip onlara imkanlar sunmalıyız.
Bu gençler, her anlarında onların üzerine düşen, hiçbir şeyin yanlış olmamasından emin olan, onları sürekli destekleyen ve kutlanacak bir şey olmamasına rağmen onlara anında ödül veren aileler tarafından yetiştirildiler. Pekiyi ya da iyi aldıkları zaman anında bir ödül verilirken, bir yarışma da sonuncu bile gelseler onlara teselli ödülleri veriliyor. Maalesef, bu tarz ödüller kendi zayıflıklarını tanımayan bir nesli yarattı. Bu durum gerçek dünyada onların farkındalık, kişisel gelişim ve kariyerlerine yardımcı olabilir mi? Pek değil. Gerçek dünyaya atıldıkları zaman ne ufak tefek ödüller alıyorlar ne de “ katılmak yeterdi” diye sırtları sıvazlanıyor. Sonra ne oluyor?
Milenyum gençleri tarafından ilham verici birkaç tane TED konuşması dinledikten sonra, bu gençlerin koçluk alabilecek en havalı çocuklar olduğu sonucuna vardım. Olumsuz geri bildirimlere, acı gerçeği ve gerçek doğruyu duymaya, zayıflıklarını öğrenmeye açık, asil şekilde kaybetmeye ve bunun sonucunda ayağa kalkabilmeye hazırlar. Tembel, sabırsız, her şeyi olduğu gibi gören anında pohpohlanmaya açık itibarları aslında, liderlik koçlarının onlara koçluk yapmaları için önemli bir başlangıç noktası olabilir.
Sabırsız ve tembel düşünce tarzı ile yetişiyorlar. Duygusal sosyal zeka modeline (Goleman, 1995) baktığımız zaman, öncelikle kişisel farkındalık ve kendini idare etmeye odaklanıyoruz. Kim olduğumuzu ve dünyaya ne ifade ettiğimizi görmeyi öğreniyoruz. Bu durum kendi kendini keşfetme, ilişkiler, adaptasyon ve “çözümü buldum” anlarıyla alakalı.
Eğer ailelerimiz çocuklarını yetiştirirken bu hizmetleri kendileri sağlarlarsa, bu çocuklar yardım almaya alışırlar ve kendi kişisel ve liderlik gelişimlerinin üzerinde duramazlar. Aileleri onlar için her şeyi yapıp, her kararı verirlerse bu gençler karar vermeyi nasıl öğrenecekler? Bununla beraber zaten gençlerimiz de yetişkin gibi davranılmayı, hırpalayıcı geri bildirimler almayı ve gerçeğin onlara söylenmesini istiyorlar. Gelecek nesiller için liderlik koçluğunun böyle uygulanması gerekiyor.
Bir koçun ( tabi veli rolünde koç ya da koç rolünde veli olarak değil) yol göstericiliğinde, öğrenmeye ve değişime açık bu gençlerin sesi, sırdaşı ve ortağı olunabilir. Aşağıda birkaç örnek ile bunu özetleyebiliriz.
Kişisel Farkındalık & Özyönetim
Milenyum gençleri zayıflıklarıyla mücadele etmeyi öğrenmeli, iç seslerini dinlemeli ve kendine güvenli olabilmeli. Okullarda kendine güven öğretiliyor gibi görünse de pohpohlanan ve hak etmedikleri ödüller alan gençler gerçek dünyada bir yere varamıyorlar. İşe alınma süreciyle karşı karşıya kalınca, gençlerimizin kendine güvenleri oldukça zayıf.
Sosyal Farkındalık
Milenyum gençleri olgunlaşmak için sabırsız ama eğer doğru çevre de yetişirlerse hızlı bir şekilde olgunlaşabilme potansiyeline sahipler. Katkı sağlayabilecekleri bir takım ile çalışmak ve bunu yaparken de doğru ve bağımsız çalışmayı hedefliyorlar.
Daniel Pink (2009) SOİO (Sonuç Odaklı İş Ortamı) üzerinde ehemmiyetle duruyor. Bir kahve dükkanında de ya da geleneksel olmayan bir iş ortamında hayat bulan birçok kurum biliyoruz. Sabah 9 akşam 5 tarzı çalışma bazı iş sahalarında artık tarih oluyor. Geçici pozisyonlar ve bağımsız çalışanlardan oluşan proje odaklı “ iş bazlı ekonomi” yaygınlaşmaya başlamış durumda. “ Yaratıcı çözümler bulan, bazen radikal kararlar alan kuruluşlar özerkliği arttırırken, geleneksel tarzdaki rakiplerini de geride bırakıyorlar. (Pink, 2009)
Bu “iş bazlı ekonomi” ile birlikte İkinci Dünya savaşı sonrası nüfusun azalması sonucunda bebek sayısının artmasının teşvik edilmesi ile başlayan başarı tanımı milenyum gençleri için değişmekte. Onlar için büyük bir ev, spor araba, manzaralı ofis odası artık örnek alınacak bir durum değil. Özgürlüğün tadını çıkartma, irade ve hareket serbestliği bu nesil için daha önemli hale gelmiş durumda.
İlişki Yönetimi
Milenyum gençleri kendi seçtikleri yolda ilerleyerek, yetişerek, başarılı olunabileceğini ispat etmek istiyorlar. Steve Job’un “ yaptığın işi sev, sevdiğin işi yap” mantrası çok önemli. Kendi hedefini-gayeni bulup, kendine güvenli olarak, hareket serbestliği ve sürdürülebilirliği sağlayabilmek.
Bu gençler değişim için katalizör etkisi yaratacak. Mentörlük yapmanın gösterdiği gibi, hepimiz birbirimizden bir şeyler öğrenebiliriz. Yaşça daha olgun personel, sosyal medya konusunda milenyum gençleri tarafından yardım aldıkları zaman otoritelerini kaybetmekten korkmuyorlar. Aksine, ilişkiler daha derin ve iyi durumda. Milenyum gençleri, sosyal medya bilgileriyle, meraklarıyla ve geleceğe odaklı mantaliteleriyle yaşça daha olgun kişilere destek olmaya hazırlar.
Duygusal Zekanın Dört Uzmanlık Alanı
1.Kişisel Farkındalık
“ Kendi hikayeni ve seni nasıl etkilediğini bil”
“ Geçmişinle barış”
“Davranış modelini, inançlarını ve duygularını bil”
“İlişki modelini bil”
2.Özyönetim
“Nefes alma ve rahatlama yetenekleri geliştir”
“Doğru ve pozitif inançlara sahip ol”
“Teskin edici ve motivasyon sağlayan yetenekler açığa çıkar”
“Sağlığına dikkat et”
3.Sosyal Farkındalık
“Sözlü olmayan iletişimi anlayın”
“Başkaları hakkında olumlu düşünün”
“Temel duygusal ihtiyaçları anlayın”
“Kişisel dürüstlüğü ve ‘oyunları’ kavrayın”
4.İlişki Yönetimi
“Empati yapın ve derin düşünün”
“Israrcı iletişim yeteneklerinizi geliştirin”
“Fikir ayrılıklarını çözmeyi öğrenin”
“Başkalarını desteklemeyi ve onaylamayı öğrenin”
Milenyum gençlerine koçluk yapabilmek için bazı imkanlar:
- Güçlü taraflara odaklanırken zayıf tarafa da odaklanma
Bir kuruluşun GZİT (Güç, Zayıflık, İmkan, Tehdit) analizine baktığımız zaman, kesinlikle zayıflıkları göz önüne alırız. Neden bir birey için de bunu yapmıyoruz? 360 tane geri bildirim raporuna göz atıyorsanız, olumsuz noktalara daha dikkatli bakın, sadece olumlu geri bildirimlere odaklanmayın. Günümüz gençleri zayıflıklarına etraflıca bakıp, öğrenmek ve gelişmek için fırsata çevirirler.
- Acımasız geri bildirimler sağlayın- Geri bildirimler yapıcı olabilir. Milenyum gençleri sürekli “ iyi iş çıkardın” lafını duyarlarsa, bu yapıcı bir geri bildirim olmaz. Aynı şekilde olumsuz geri bildirimlere odaklanmak bu gençlerin vasıfsız elemanlar olduğunu göstermez. Gelişime ve yaratıcı imkanlar sağlamaya her zaman yer vardır. Geri bildirim yapılırken, koç kendine güven ve liderlik uyuşmazlıklarını geliştirmek için dikkatlice dinlemelidir. Haydi, bu gençlerin zincirlerini kıralım ve var olan büyük potansiyellerini ortaya çıkaralım.
- Başarısızlığa uğramanın olağan olduğunu onlara söyleyin. Heveslilikleri ile günümüz gençleri karar verme sürecinde bulunmak ve seslerinin duyulmasını istiyorlar. Onların “çılgın” fikirlerine kulak verin. Kim Facebook fikrinin bir yurt odasında ortaya çıkmasını ve bu derece başarılı olmasını düşünebilirdi? Çılgın fikirler başarılı olabilecek ya da olamayacak son teknoloji fikirlerdir. Başarısız olma ihtimali her zaman mevcut fakat denemezsek bilemeyiz. Hatalarımızdan ders çıkarmak, gelişmenin anahtarıdır.
Hiç kimse mükemmel değildir ve kusursuz bir Dünya hiçbir zaman olmayacaktır. Yaşamımızda daha başarılı olabilmek sadece birbirimizden öğrenme ile sağlanabilir. İşbirliği, ilişkiler, liderlik her neslin ortak çalışarak masaya bir şeyler getirmesi ile ortaya çıkar.
Kaynakça: Choice Dergisi Cilt: 14 Sayı:3 www.choice-online.com