Diğer Makaleler Öneriler

NÖROLİDERLİK

Neuroscience, liderlik ve bilgi edinme

Stella Collins, BSc, MSc

Liderler ve öğrenme konusunda fikirleriniz neler? Bir liderin rolü sadece görev vermek ve harekete geçmek mi yoksa başkalarının öğrenmesine de yardımcı olmaları aynı derece önemli mi?

İnsanların öğrenmesine yardımcı olurken, onların beyinleriyle ‘oynuyorsunuz’,sonuç olarak biraz psikoloji ve Neuroscience öğrenmek faydalı olabilir.

Etkin öğretmenin ilk adımı tüm liderlerin yaptığı gibi, ilham vermektir.  Liderler esinlendikleri vakit daha çok öğrenirler eğer ilham almazlarsa ‘öğretme’ onlar için diş çekimi kadar acı verici olur.

Elde edilebilir bilgi arttıkça Neuroscience herkesin daha çok ilgisini çekmeye başladı.  Bir tek hücrenin bile inançlarımıza, duygularımıza, davranışlarımıza ve hayatlarımıza etkisini gösteren kitaplar, Televizyon programları hatta filmler bile mevcut. Daha çok öğrenci psikoloji eğitimi alıyor ve psikoloji mezunu kimseler yüksek oranda istihdam ediliyorlar. Dolayısıyla daha çok direktör, lider ve kurum, psikolojinin araçlarını ve Neuroscience’ın değerini ve önemini anlamakta.

Neuroscience ile ilgili neler biliyorsunuz? Beyninizde bu konuya dair bir bağlantı varsa, hali hazırda bildikleriniz üzerinden başlamak ve bunun üzerine yeni bilgiler inşa etmek sıfırdan başlamaya oranla daha kolaydır. Bu nedenle aşağıda yazılanları okumadan önce hali hazırda bildiklerinizi birkaç dakika düşünün.

Duygularımız, bilgiyi düşüncelerimize oranla daha hızlı işledikleri için, davranışlarımızı ve eylemlerimizi daha çabuk harekete geçirirler. Eğer Daniel Kahneman’ın Thinking, Fast and Slow kitabını okumuşsanız iki çeşit düşünce şeklimiz olduğunu ve duygularımızla, alışkanlıklarımızla ve öğrenilmiş davranışlarımızla harekete geçen düşünce şeklimizi hem daha çabuk olduğu için, kısmen de beynimizin kaynaklarını daha az yorduğu için daha çok kullandığımızı anımsarsınız. Beyniniz enerji kaynaklarınızın yüzde 20sini kullanır, halbuki aktif çalışan hafızanız kan şekerinizin yüzde 75’ine kadarını kullanabilir.

İlham verici öğrenme durumunu ne yaratır ve bu durum sizin ve iş arkadaşlarınızın hedeflerinize ulaşmanıza nasıl yardımcı olur?

Korku ve Stres

Belli bir miktar telaş öğrenmeyi teşvik edebilir. Korku hafıza için önemli bir etikettir – Korktuysanız muhtemelen unutmazsınız. Stres, adrenalin ve kortisol düzeyini arttırır. Bu durum sizi harekete geçirmek için yararlı bile olsa mental performansınızın tavan yapması için zaruri değildir. Farkındalık düzeyinin artması öğrenme için yararlıdır ancak farkındalığımız çok arttığında ise idrak etme performansımız düşer.

İnsanları belli bir düzeyde kışkırtarak, biraz huzursuzluk yaratarak veya meydan okuyarak onları konfor alanlarından çıkartmak kişilerin konulara karşı dikkatini arttırabilir.

Bir konu başlığından bahsederken onlara heyecan verici duygulu hikayeler anlatarak nelerin ters gidebileceğini onların üstüne çok gitmeden anlatabilir, ilgi uyandırabilirsiniz. Bazı yöntemler uygulanmazsa talihsiz sonuçlar elde edilebileceğini onlara gösterin. Yine de bir duygusal gayret ile dengelediğiniz bir çıkış stratejiniz olsun ve insanlar muhtemel zarar veya korku halinde nasıl harekete geçebileceklerinin farkında olabilsinler ve bu kaçış stratejisi sayesinde gelecekte bu tip durumları engellemek için yeterli yetenek ve bilgiye sahip olmayı öğrenebilsinler. Eğer insanlar stres altındaysa, bu stresten kaçınmak için kavrayıcı bir konumda olamazlar, dolayısıyla çevrenizi ve herhangi bir kimsenin güven hissini ona gözdağı vermeden sürekli tetikte olmasını nasıl geliştirebileceğimizi düşünün.  Öğrenme sürecinde bir sınıf gibi ya da toplantı odası gibi göz korkutucu yerler stresi arttırabilir, bunun yerine daha sosyal, mesela bir kafe tarzında düzenleme ya da küçük kümeler halinde sandalyelerden oluşan alanlar bulmaya çalışın.

Merak

Merakın bağımlılık yaratabileceğini biliyor musunuz? Meraklı iken motivasyonu arttıran dopamin salgılarsınız; dopamin salgılayan davranışları tekrar etme meyilinde oluruz. Bir şey öğrenirken ya da öğretirken nasıl daha çok merak uyandırabilirsiniz? Bunun en basit yolu, insanlara tahmine dayalı bir soru sormaktır; cevabın doğru ya da yanlış tahmin edilmesi fark edilmeksizin, öğrenmeyi geliştirdiği kanıtlanmıştır. Öğrenmenin püf noktası ise yanlış tahminlerde ceza verilmemesi ve tahminin ardından doğru neticenin hemen söylenmesidir. Diğer merak uyandırıcı tekniklerden bazıları ise, konuyla alakalı şaşırtıcı ya da ilgi uyandıran bir takım hikayeler anlatarak, dinleyicide olayın neden ve nasıl oluştuğuna dair ilgi uyandırmak ve bazı yap-bozlar ya da oyunlar oynatarak, paylaşmak istediğiniz bilgi ve yetenekleri göstermektir.

Rahatlama

Her ne kadar sezgisel gibi durmasa da, öğrenme sürecinin bir parçası da hiçbir şey yapmıyor gibi görünmeyi kapsar. Öğrenme sürecinde aktif olarak bilgi toplamak veya yeteneklerinizi tekrarlamak dışında, sinirsel bağlantılar inşa ederek beyninizin o andaki enerjisini değiştirmek için de zaman ayırmalısınız. Beyniniz bilgi toplarken dominant beyin dalgaları beta dalgalarıdır. Rahatladığınızda ise alfa dalgaları etkin olmaya başlar. Alfa dalgaları yaratıcılığın artışıyla ilişkilendirilmektedir.İnsanlara hem ruhsal hem bedensel olarak rahatlatacak dingin ortamlar sağlayarak, daha rahat beyin dalgalarına erişmelerine yardımcı olabilirsiniz. Bazı müzikler alfa dalgası aktivitesini harekete geçirebilir, dakikada yaklaşık altmış vuruşlu müzik ile bunu deneyin. Özellikle öğle yemeklerinin ardından yapılacak kısa şekerlemeler ya da görsel canlandırmalar idrak düzeyinizi arttırır. Bazı insanlar kısa yürüyüşlerin bağlantılı düşünceleri uyardığını farketmişlerdir. Her gün ufak bir alışkanlığınızı değiştirmenizde yaratıcılığınızın artmasını teşvik eder: İşe farklı bir yoldan gitmek, dişinizi diğer elinizle fırçalamak ya da asansör yerine merdivenleri kullanmak gibi.

Çoğu kimsenin aksine, bazı liderler az uyuyarak harekete geçme yeteneklerini arttırırlar ancak birçoğumuza göre uyurken anlamlı şeyler gerçekleşir. Gün boyunca bilgiler korteksten beynimizin hafızası için hayati önem taşıyanhipokampüsümüze akar.  Derin bir uykudayken sinir ileticisi asetikolin, bu akışı tersine değiştirir. Bu durum hafızamızın sağlama oturtulması ve birleştirilmesi için çok önemlidir. Dolayısıyla eğer iyi uyumazsanız, bilgi edinmek için hayati önem taşıyan uzun dönem hafıza yaratma beceriniz azalır. Sonuç olarak üç saatlik bir uyku ile yaşayabilirim diyen bir kimsenin ne kadar iyi öğrenebileceği merak konusudur.

Bağlantı

‘Sosyal’ olduğumuz zamanlarda bazen besleyici hormon olarakta adlandırılan Oksitosin hormonu salgılarız. Günümüz global dünyasında, teknoloji-bağımlı bilgi edinme sayesinde başkaları ile bağlantı kurmamız zorlaşıyor ve bu durum öğrenme sürecinde kişileri izole edebiliyor. Neyse ki bu gelişen teknoloji aynı fiziksel ortamda olmasalar bile insanları bir araya getirebiliyor, dolayısıyla sosyal medyayı kullanmak bilgi edinme konusunda faydalı bir araçtır.

Eğer bir liderseniz veya liderler ile birlikte çalışıyorsanız, kullanışlı duygusal alanlar yaratarak insanların öğrenme sürecine adım atmalarına yardımcı olun.

Kaynak: Choice Volume14 Number12