Diğer Öneriler

Arrival

Bir gün uyandığınızda bildiğiniz herşeyin geçersiz olduğu ancak sonuca ulaşmak için yeni birşeyler bulmak zorunda olduğunuzu düşünün. Bu ana temayla çekilmiş “Arrival” filmi de iletişime dair bilinen bütün tabuları yıkan sıradışı bir farkındalık sağlayan yeni bir pencere açıyor bizlere…

Hepimizin uzaylı olduğu ama bizim dünyamızdan başka bir varlıkla temel ihtiyaç olan iletişimi karşılamak bu denli farklı olmamıştı. İletişim sadece ağızdan çıkan kelimeler ve anlamların ötesinde zaman çizgisinde çok boyutluluğu ifade ediyor. İnsanoğlu kendi doğuş tarihinden itibaren iletişim kurma dürtüsü, kendini var etmesi için olmazsa olmazı ve iletişim kurduğu varlığın kendisi için tehdit olup olmamasını belirlemesi için önemli bir araçtır. Dolayısıyla aslında kelimeler ve harfler sembollerin birleşimi ise, filmin esas keşif noktası uzaylı varlığın kendi kelimelerinin sembollerini keşfetmektir. Ve bu sembolleri keşfetmek için bilinen tüm bilgiler yani eskinin deneyimi değil o sembolleri keşfetme isteği, merakı ve sentezleme becerisi ile sonuca ulaşılmıştır. Zaman zaman bu bakış açısıyla yaşamak kendimizde yeni keşif yolculuklarını bulmamızı sağlar. Buradaki mevcut düşünce kalıplarımızı bir kenara bırakmak için cesaret ve yeniliklere açık olmak bu yolculuğa çıkışta önemli unsurlardır. İşte o zaman keşif yolculuğunda elde edilen farkındalıklar yüksek kabulle gerçekleşir ve bireyi daha da özgürleştirir tıpkı Arrival filminde olduğu gibi kahramanımız dilbilimci Dr. Banks varlıkla karşılaştığı ilk andan itibaren kendisini tanımlayamadığı iç diyalog ve görüntüleri aslında sürece girdiği andan itibaren yaşamaya başlamış dolayısıyla mevcut değişimin kendisinde başladığını düşünürken etkileşimde bulunduğu varlığın da bu alana girmesine izin vermesiyle başladığını görebiliyoruz. Aslında varolan alana bireyin öyle ya da böyle kendi rızasıyla içine girerek kendinde kabul etmesiyle başlar.

Aslında varlığın kendini ifade ettiği semboller geçmiş, şimdi ve geleceği yani yaratım gücünü, eşzamanlılığını ortaya koyuyor tıpkı insan beyni gibi her bireyin kendine özgü bu eşzamanlılığı kendi sembolleriyle yaratma potansiyeli mevcut biz koçlar olarak o bireyin alanında bildiklerimizin dışında bir keşif yolculuğuna çıkarak değişimi destekliyoruz.

Herkese keyifli seyirler,

Denge Merkezi

Derleyen: Arzu Demirel