Yazan: İnci Aydemir, Profesyonel Erickson Koçu
Gerçekten sadece işe gitmek, elde ettiğimiz gelirle faturaları ödemek, sosyal medyada zaman geçirmek, TV izlemek ve öylece zaman geçirmek için mi geldik dünyaya acaba? Bence mutlaka başka bir anlamı olmalı hayatın. Bu koşuşturma için burada olamayız. Bir yaşam amacı olmalı insanın.
Peki benim yaşamımın amacı neydi? Yaşam amacı aramakla bulunabilecek bir şey miydi? Eskiden yaşam amacı; olsa olsa Nobel ödülü kazanmak gibi, dünyayı değiştirecek bir keşif yapmak gibi sarsıcı bir şey olmalıydı diye düşünür, yaşam amacımın bağlı olduğu uçurtmanın ne kadar yüksekte olduğunu gördüğümde ona asla ulaşamayacağım için üzülür ve işe gitme, fatura ödeme, internette zaman geçirme, TV izlemeden ibaret olan rutin hayatıma geri dönerdim.Ta ki bir gün koçlukla ve sonrasında koçluk eğitimi ile tanışana kadar.
Gerçek bir koçluk tecrübesi yaşamamış birine koçluğun tam olarak nasıl bir şey olduğunu anlatmak zor. Yine de kelimelerle tanımlayacak olursam Koçluk, daha iyi bir versiyonunu yaratmak isteyen kişilerin, var olan potansiyellerini ortaya çıkararak, değerlerine dair farkındalık kazandıran, karar süreçlerine destek olan, derin ve odaklı düşündüren, gerçek hedeflerin ve isteklerin tespit edilmesini destekleyen sistemler bütünüdür. Bütün bunlar ayrıca kişiyi gerçek yaşam amacını keşfetmesi konusunda yüreklendirmektedir. Koç ise bu sistemleri bilen ve uygulayan kişidir.
Koçluk bir açıdan da değişim yönetimidir. Değişime adapte olmaktır. İnsanların yürümek istedikleri yolu farkındalıkla seçmelerini, seçtikleri yolda kararlılıkla adım atmalarını destekleyen ve ulaşmak istedikleri yere onları ulaştıran profesyonel bir süreçtir.
Peki ben neler yaşadım, neler öğrendim bu süreçte? Sürecim ikiye ayrılıyor, hem koçluk alıp kendi hayatım ve hedeflerim üzerinde çalıştım hem de koçluk eğitimi alarak başka kişilere ne şekilde koçluk yapılacağının yöntemlerini öğrendim. Gerek kendi aldığım seanslarda gerekse koçluk okulundaki örnek uygulamalarda ben uzun uzun konuştum, içimdeki her zerreyi anlattım adeta… Konuştukça ve karşımdaki koçlar beni dinledikçe, sorular yönelttikçe sanki kendimi daha iyi tanıdım, zihnimi çevreleyen sis perdesi dağıldı. Dış sesimi değil, iç sesimi duymayı öğrendim. Mantığımı ve duygularımı ayrı ayrı tarttım. Daha önce hiç sorulmadığı için, hiç bulamadığım tüm cevaplarım oradaydı işte… Adeta içimdeki gizli hazineye tutulan ışık sayesinde güçlü yönlerimi, gelişim alanlarımı ve öz değerlerimi keşfettim ve sonunda kendi yaşam amacımın;başkalarının da hayatında olumlu değişimler oluşturmak,daha anlamlı ve mutlu bir hayat yaşamak adına, onların hazinelerine de ışık tutabilmek, bunu yaparken de güven anlayış, sevgi saygı ile süreci besleyerek, koşuşturma içinde boğuldukları hayatlarına bir nevi oksijen desteği verebilmek olduğuna emin oldum.
Bu nedenle kendi yaşamımda bir sihirli değnek dokunuşuna sahip koçluğu öğrenip uygulamaya kendimi adeta adadım. Bu arada fark ettim ki yaşam amacı arayarak da bulunabilirmiş ve bu amacın dünyayı yerinden oynatmasına gerek yokmuş. Gördüm ki kimisi kendi işini kurmakta, kimisi büyük ekiplere liderlik etmekte, kimisi başka insanlara yardım etmekte kimileri de tatlı mı tatlı çocuklar yetiştirmekte bulurmuş hayatın amacını…
Hayattaki gerçek amacınızı keşfetmek istiyorsanız bir amacınız olmadığı düşüncesi başta olmak üzere bugüne kadar size amaç olarak öğretilen her şeyi zihninizden atmanız gerek. O, öğretilen bir şey değildir. Öylece yıllardır oradadır, keşfedilmeyi bekler… İç sesimiz onu haykırır aslında, dinlemeyi bilirsek….
“HAYATTA YAŞADIĞI HER AN, İÇİNDEN GELEN SESİ DİNLEME CESARETİ GÖSTERMEDİKÇE KİŞİ YAŞAMIYLA İLGİLİ AKILLICA SEÇİMLER YAPAMAZ” ABRAHAM MASLOW
Toplumun, ailenin ya da patronumuzun belirlediği hedefleri gerçekleştirmek bizde ancak anlık ve geçici bir tatmin hissi yaratır. Okulda müthiş notlar almak, en havalı otomobile binmek, çok prestijli bir kariyer, bol sıfırlı bir gelir özümüze anlam ifade eden bir amaca hizmet etmedikçe sadece boşluk hissi yaratır.
Oysa ki “Kendi yaşamınızı inşa etmenin ötesinde yaşamın başka amacı yoktur” Bu inşa işlemi aslında sizi neyin mutlu ettiği, neyi tam da istediğiniz gibi yaparken ruhunuzun yaşamla dans ettiği ve bunu dünya üzerinde nasıl bir etki bırakmak için kullandığınıza göre şekil alabildiğinde,işte o zaman gerçekten yaşadığınızı hissedersiniz.
Eğer bir kişi hayatının gerçek amacını her gün yaşayabiliyorsa, ancak o zaman gerçek mutluluğu tadabilir.
Hayatının amacını yaşayan bir insan, o günkü görevini başarıyla yapmış olmasından hissettiği kendine güven, saygı ve sevginin verdiği iç huzuru hisseder.
Hepimizin hayalleri mutluluk kaynakları ve tutkuları farklı olsa da özümüze ait değerleri bulduğumuzda bizi yaşamımızda doyuma götürebilecek gerçek hedeflerimizi belirlemek koçluk teknikleri ile son derece mümkün.
Koçluk kullandığı yöntemler ile yaşamınızı daha mutlu ve anlamlı şekilde yeniden inşa etmenize olanak sağlar.Koçluk almaya karar vermek, bu yolun ilk adımıdır.
Unutmayın; “ Binlerce kilometrelik bir yolculuk atılacak tek bir adımla başlar”. Hadi bu yolculuğu başlatalım artık.
