Son zamanlarda izlediğim ve iz bırakan filmlerden biri “Son Hediye”. Film, kendi çabalarıyla büyük başarı ve zenginlik elde etmiş bir büyükbabanın torununa ölümünden sonra hazırladığı sürprizli bir son hediyeyi ele alıyor. Bugüne kadar zenginlik içinde yaşayan torun hayatta birçok değerin farkına varamamış olsa da büyükbabasının ona hazırladığı bu sürprizli son hediyeyi elde etmenin merakıyla kendine ve yaşama dair birçok şeyi keşfedecektir. Bu son hediyeyi keşfetmek zaman alacak olsa da torun Jason’un bu yolda öğreneceği çok şey olacaktır. Bu yolculukta azmi, tutkuyu, hayal kurmayı ve en önemlisi dost kazanmayı öğrenecek ve aslında bunların sahip olması gereken en büyük değerler olduğunu fark edecektir. Kazandığı bu farkındalık sonucunda sevginin, bağlılığın ve yardımseverlik gücünün bütüne hizmeti için adeta kendini adayacaktır.
“Her şeyini kaybetmeden, gerçekten yaşamaya başlayamazsın.”
Son hediyeye giden yolda Jason hayatında vazgeçemeyeceği maddi şeylerin aslında ne kadar vazgeçilebilir olduğunu keşfedecek ve onların yerini gerçek değerlerle dolduracaktır. Bu film bana hayatta sahip olduğumuz şeylerin neler olduğunu ve onlara nasıl anlamlar yüklediğimizi düşündürdü. Bunları düşünürken yaşamda var olan ve aslında fark etmediğimiz birçok güzelliğin yaşamımızda var olduğu gerçeği ile yüzleştim. Yaşamın her anı bir hediye sadece nasıl bir yerden bakıyoruz YAŞAM’A?
Herkese keyifli seyirler dilerim,
Derleyen: Tuğçe Barış
Denge Merkezi Ailesi Üyesi